Kitap, adını da başlığa taşıdığı yılda çekilmiş olan iki adet fotoğrafın hikâyesini konu ediniyor. Ana iskeletini oluşturan fotoğraflara yemeği aynı masada yemiş kişilerin çeşitlendirilmiş ve dallandırılmış anekdotları, edebiyat tarihçiliği yapan Ayvazoğlu’nun marifetiyle konularla ilişkilendirilerek eşlik ediyor. Anekdotlar, bir Akif biyografisini ana hatlarıyla resmetmekle beraber diğer edip ve şairlerin merak uyandırıcı taraflarını da göstermek için çemberi genişletiyor. Sonrasında da tekrar tekrar masaya uğrayan yazar, milli şair ve şair-i azamın aynı masaya bir kitap (şiir hayatımıza damgasını vurmuş olan Asım) tanıtımı vesilesiyle oturduğunu hayali senaryolarla hatırlatıyor. Bu senaryolar genellikle tebessüm ettirici mahiyette olup okura keyifli bir okuma imkânı sunuyor. Yazarın değerlendirmede Akif’e olan hayranlığını gizleme çabasına girmemesi ve bu sebeple nesnellikten ayrılması anlaşılabilir karşılanır okuyucu tarafından.
1924 yazarı, devirde yaşananların siyasî ve sosyal magazininin tenkit edildiği ve taşın kime atıldığı zor anlaşılabilecek bir kitabın tahlilini yapıyor bu kitabında. Tahlille de yetinmeyen yazar, konuşulması zor ve korkulan siyasî meselelere de değiniyor. Bunların başında Mısır’a gitme ve hıdivle yakınlaşma geliyor. Yine bir tartışmalı mesele de Akif’in din ve devlet işlerinin ayrılmasına gösterdiği reaksiyon olarak bilinir, ancak yazar buna değinme cesaretini bulamamış gibi gözüküyor ve okuyucuda soru işaretleri uyandırıyor.
Nihaî olarak araştırmalarıyla hayrete düşüren profesörümüz, bu kitabıyla da zihninde biriken birleşmiş hikâyeleri ispata gerek duymaksızın yazmıştır. Diğer araştırmalarını da benzer şekilde kamuoyuna sunan Ayvazoğlu, bu kitabıyla da üslûbunun oturduğunu okurlarına bir kez daha göstermiştir.
- Mukbil Terzi (Temmuz, 2018)